Ayse Arman karsi mahallenin tadina bakmak istemis, ne hissediyorlarmis, nasil giyinip, nasil sosyallesiyorlamis filan. Cok onemli bir habercilik olayi buyuk cesaret, tipki kendisinin seks olmayan ama seksi olan resimlerinde gosterdigi cesaret gibi. Hele Fatih'te Ismailaga Caddesi'nde bir at edasiyla, artik kacinci sinif oldugunu bilemedigim muhtesem ayakkabilariyla kiritirken ve pisliksiniz lafini yerken de bayagi bir takdirlere sayan olmus kendisi cesaret ornegi olmasi babinda yani. Cok korkmus, hizli adimlarla dumduz yurumusler, yedikleri lafin haddi hesabi yokmus haciyagi satan dukkanlarin onunden gecerken. Bir de turban takanlarin soyledikleri gibi turban yuze, goze vurgu yapiyormus lafi hic de gercekci degilmis, kimse ona bakmamis turban varken kafasinda, eskiden bir enerjisi varmis, ezelevvel herkes bakarmis Ayse Arman'a. Ayyy midem kalkti okurken yazdiklarini. Bu kadar mi manyaklik olur ya? Ne kadar kendini begenmis bir insansin sen, ne kadar simarik, ne kadar da her bir boktan anladigini sanan cok onemli bir habercilik ornegi sundugundan emin, cok da tarafsiz yazdigini zanneden bir kisiymis diye dusunmeden kendimi alamiyorum.
Turbanlilari ya da herhangi bir kimseyi savunmak degil benim derdim. Ama o taraf, bu taraf kavgasi, sizin otel, benim cafe muhabbeti yuzunden ne kadar da ulkemizin, muhabbetlerimizin, hayatimizin icine ettigimizin farkinda degiliz. Arkadaslarim evime geldiginde annemle babamin muhabbetinin besinci dakikasinda o tarafin ne kadar ahlaksiz, serefsiz, yiyici ve pislik olduklarini duymaktan icime fenalik geldi. Bu taraf cok namuslu, demokrat, hic yemeyici ya tabii. Ilk ayrimciligi onlarin baslattigindan tut da o ciplerde, luks apartmanlarda artik onlarin oturdugunun virvirlanmasindan, ne kadar da kotu giyindiklerine kadarki o tarafin elestirisi artik ziyadesiyle canimi sikiyor.
Buyuk gazeteci, roportajci, unlu gelin, Dubai prensesi hic gormedi mi acaba Nisantasi'nda, Bagdat Caddesi'nde fink atan yapma sarisinlarin yanlarindan gecen turbanlilara ne kadar da mideleri bulanarak baktiklarini ya da girmeyi planladiklari restoranlarda iceride turbanli var diye yemekten vazgecen super entellektuel, demokrat Turklere rastlamadilar mi? Ben cok rastladim, hergun rastliyorum hatta. Mazallah bir turbanli gecmesin cok shik haliyle ya da luks arabasi, cantasi ile yanimizdan, yanimdaki cok zeki, kulturlu, sosyal seviyesi son derece yuksek mukemmel(!) erkek ve kadin cevremden istisnasiz pek de olumlu olmayan, kendisine soylense alinma seviyesi bir hayli yuksek olacagindan emin oldugum, dotu yemedigi icin dusuk frekansli sarfettigi sozlu tacizlere cok alistim ben son bes alti yildir. Bitmek tukenmek bilmeyen turban elestirisi. Ama sonu hep ekonomik seviyeye dokunan, artik kiskanclik oldugundan emin oldugum ipe sapa gelmeyen nevrotik konusmalar, Istanbul gidis ve gelislerimin anafikri oldu. Ne yaptin Istanbul'da, turban tartistim over and over again!
Biraz daha saygili, biraz daha yapici olabilsek hayat ne kadar da az depresif olur bence. Turban artik bir gercek, kacinilamayacak bir gercek. Kabul etmekle zorunlu oldugumuz bir gercek, kiskanmadan, laf ve bok atmadan, igrenmeden yasayabilsek birlikte o zaman belki o taraf bu taraf kaygi ve kavgasi birbirini daha iyi anlamaya yol acmaz mi?
Iki tarafindan icindeki nefret bir nebze olsun azalmaz mi? Buyuk sair Sezen ablamizin Roman Kizi'nda beynime siringaladigi gibi, "O taraf bu taraf kalbimizi kirdilar offffff" , off ki ne off yeter ulan o taraf bu taraf kavgasi der turbanli turbansiz her bir kesimi operim.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
1 comment:
Çok güzel yazmışsın İpekcim. Klavyene sağlık...:)
Post a Comment